Dil ve konuşma günlük hayatta sıklıkla birbirleriyle karıştırılan iki farklı kavramdır. Dil, insanların birbirleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşmak amacıyla kullandığı ortak kurallar sistemidir. Konuşma ise insanların dili iletmek için yaptıkları bir e
Bebeklerin gelişim süreçleri birçok açıdan değerlendirilir; motor becerileri, mimik kullanımı, oyun oynama biçimi ve çevresel uyaranlara verdikleri tepkiler bu sürecin en önemli göstergelerindendir.
Bebeklik dönemi, bireyin fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişim basamaklarını hızla tırmandığı, aynı zamanda gelişim farklılıklarının da ilk sinyallerinin görüldüğü önemli bir süreçtir.
Otistik bireylerin yaşamlarının ilk yıllarındaki davranışları, onları nörotipik yaşıtlarından ayıran bazı belirgin özellikler gösterebilir. Özellikle bebeklik döneminde gözlemlenen bazı davranış biçimleri, Otizm spektrum bozukluğuna işaret edebilir.
Otistik Spektrum Bozukluğu (OSB), bireyin sosyal iletişim becerilerinde, davranışlarında ve ilgi alanlarında farklılıklar gösterdiği, geniş bir yelpazeyi kapsayan nörogelişimsel bir durumdur.
Otizm, yalnızca tek bir biçimde ortaya çıkan bir durum değildir. Bireyden bireye büyük farklılıklar gösterebilir; bu da otizmi bir “spektrum” olarak değerlendirmemizi gerektirir.
Otizm, bireyin sosyal iletişim kurma, duygusal bağ geliştirme ve davranışsal uyum sağlama becerilerinde farklılık gösterdiği bir nörogelişimsel bozukluktur.
Otizm, çocukluk çağında başlayan ve bireyin sosyal iletişim, davranış ve ilgi alanlarında farklılık göstermesiyle tanımlanan nörogelişimsel bir bozukluktur.
Otizm, bireyin sosyal iletişim becerilerinde, davranışlarında ve ilgi alanlarında farklılıklar gösterdiği nörogelişimsel bir bozukluktur. Genellikle yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkar ve bireyin tüm yaşamını etkileyebilecek bir durumdur.
Otizm, sosyal iletişim, dil gelişimi ve davranışsal örüntülerde farklılıklarla karakterize edilen bir yaygın gelişimsel bozukluk olarak tanımlanır.
Otizm, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranış örüntülerinde farklılıklar gösterdiği bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür. Otizmli çocuklar için özel eğitim kadar önem taşıyan bir diğer unsur da günlük yaşam içinde yapılan doğru etkinliklerdir
Çocuklar duygularını ve düşüncelerini her zaman sözel olarak ifade edemez. Bu nedenle oyun, onların iç dünyasını dışa vurdukları en etkili araçlardan biridir.
Serebral palsi’li çocukların günlük yaşam aktivitelerinin kalitesinin artması için oturma dengesinin sağlanması rehabilitasyon programının önemli bir parçasıdır.
Üç yaş, çocuğun dünyayı daha bilinçli algılamaya başladığı, kendini ifade etme becerisinin hızla geliştiği ve sosyal ilişkilerin temellerinin atıldığı çok önemli bir dönemdir.
Zeka geriliği olan çocuklar, bilişsel işlevlerde, öğrenme becerilerinde ve günlük yaşam aktivitelerinde yaşıtlarına göre belirgin farklılıklar gösterir.
Zihinsel yetersizliği olan bireylerin fizyoterapisinde dikkat edilecek hususlar