Çocukların doğru ve akıcı konuşabilmeleri için bazı sesleri belirli yaş dönemlerinde doğru şekilde çıkarabilmeleri beklenir. Bu seslerden biri de Türkçede oldukça yaygın kullanılan ancak birçok çocuk tarafından çıkarılması zor olan “R” sesidir.
Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi velilerine özel düzenlemiş olduğumuz; "Anne Baba Tutum ve Davranışlarının Öğrenci Başarısına Etkileri" konulu aile eğitim seminerimizden notlar...
Öğrencilerimiz bireysel ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik özel hazırlanmış “Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP)” çerçevesinde eğitim öğretimine devam ediyor. Bireysel özel eğitim, konuşma eğitimi, psikolojik destek, fizyoterapi bireysel olarak verilen h
Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi birimleri ve eğitim programları hakkında detaylı bilgiler...
Özgüven, bireyin kendisinden memnun olması, kendi çevresiyle barışık yaşaması demektir. Özgüven ben yapabilirim duygusudur. Özgüven, doğuştan sahip olduğumuz bir duygu değildir. Sonradan edinilen bir kavramdır.
Hiç düşündünüz mü çocuğunuzu gerçekten tanıyıp tanımadığınızı? Eminim ki bu soruya birçok kişi “Yok daha neler, çocuğumu tabi ki tanıyorum” şeklinde cevap verecektir.
Ankara Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olarak uzman ve tecrübeli eğitim kadromuzla hizmetinizdeyiz...
Dil ve konuşma günlük hayatta sıklıkla birbirleriyle karıştırılan iki farklı kavramdır. Dil, insanların birbirleriyle duygu ve düşüncelerini paylaşmak amacıyla kullandığı ortak kurallar sistemidir. Konuşma ise insanların dili iletmek için yaptıkları bir e
Duyu bütünleme; dışarıdan ve vücudumuzdan aldığımız uyarıları anlamlandırıp ona uygun davranışları ortaya çıkarmadır. Duyu bütünleme tedavisi her çocuğun ihtiyaçlarına göre özel olarak hazırlanan tedavi programıdır.
Öğrencilerimiz eğitim alanlarımız çerçevesinde eğitim ve öğretimlerine devam ediyor...
Öğrencilerimiz eğitim günlüğümüz çerçevesinde eğitim ve öğretimlerine devam ediyor...
Gelişim geriliği, bir çocuğun yaşına göre beklenen fiziksel, zihinsel, duygusal ya da sosyal gelişim düzeyine ulaşamaması durumudur.
Hayatımda ilk önce sevmeyi öğrendim, çünkü sevdikçe hissettiğimi öğrendim. Affetmenin ne olduğunu anladım ve affetmenin aslında yeni insanlar kazandırdığını gördüm.
Esertepe Mahallesi Şehit Veli Kara Caddesi No:23 Keçiören/Ankara
(0 312) 330 30 80
bilgi@rehberozelegitim.com
İşitme kaybının teşhisi ne kadar erken yaşta sağlanırsa, tedavinin ve bireyin tüm gelişiminin o kadar sağlıklı olacağı unutulmamalıdır. Özellikle ilk iki yaş, çocuğun konuşmasını geliştirebilmesi için en önemli dönem olduğundan işitme kaybında erken teşhi
Yaygın Gelişimsel Bozukluk olarak da bilinen Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), bireyin sosyal etkileşim, iletişim becerileri ve davranışlarında belirgin farklılıklarla kendini gösteren nörogelişimsel bir durumdur.
Bebeklik dönemi, bireyin gelişiminin en hızlı olduğu ve dikkatle gözlemlenmesi gereken bir dönemdir. Bu dönemde ortaya çıkan bazı davranışsal farklılıklar, Otizm belirtisi olabilir.
Bebeklerin gelişim süreçleri birçok açıdan değerlendirilir; motor becerileri, mimik kullanımı, oyun oynama biçimi ve çevresel uyaranlara verdikleri tepkiler bu sürecin en önemli göstergelerindendir.
Bebeklik dönemi, bireyin fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişim basamaklarını hızla tırmandığı, aynı zamanda gelişim farklılıklarının da ilk sinyallerinin görüldüğü önemli bir süreçtir.
Otistik bireylerin yaşamlarının ilk yıllarındaki davranışları, onları nörotipik yaşıtlarından ayıran bazı belirgin özellikler gösterebilir. Özellikle bebeklik döneminde gözlemlenen bazı davranış biçimleri, Otizm spektrum bozukluğuna işaret edebilir.
Otistik bozukluk, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranış kalıplarında belirgin farklılıklar gösterdiği nörogelişimsel bir durumdur. Bu bozukluk, Otizm Spektrum Bozukluğu başlığı altında değerlendirilir ve bireyden bireye değişen semptomlarla ke
Otizm, bireyin yaşamının her alanını etkileyen, sosyal iletişim, davranış ve ilgi alanlarında farklılıklarla seyreden bir gelişimsel durumdur. Bu durumun çocukluk döneminde fark edilmesi, bireyin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen önemli bir faktördür.
Otistik Spektrum Bozukluğu (OSB), bireyin sosyal iletişim becerilerinde, davranışlarında ve ilgi alanlarında farklılıklar gösterdiği, geniş bir yelpazeyi kapsayan nörogelişimsel bir durumdur.
Otizm, sosyal iletişim, davranışlar ve ilgi alanlarında farklılıklarla kendini gösteren nörogelişimsel bir durumdur. Bu özel durum genellikle çocukluk döneminin ilk yıllarında fark edilir.
Otizm, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarında farklılık gösterdiği nörogelişimsel bir durumdur. Genellikle yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkar.
Otizm, bireyin sosyal etkileşim, iletişim ve davranış biçimlerinde farklılık gösterdiği bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu farklılıkların fark edilmesi, çocuğun gelişim süreci açısından büyük önem taşır.
Otizm, çocukluk döneminde ortaya çıkan ve bireyin sosyal iletişim becerilerinde, davranışlarında ve ilgi alanlarında sınırlılıklara neden olan nörogelişimsel bir bozukluktur.
Toplumda otizmle ilgili en çok merak edilen konulardan biri de şudur: Otizm bir hastalık mıdır? Bu soruya verilecek en doğru yanıt, otizmin tıbbi bir hastalık değil; bireyin gelişimsel özelliklerinde farklılıklar gösterdiği bir nörogelişimsel bozukluk old
Otizm, yalnızca tek bir biçimde ortaya çıkan bir durum değildir. Bireyden bireye büyük farklılıklar gösterebilir; bu da otizmi bir “spektrum” olarak değerlendirmemizi gerektirir.
Otizm, bireylerin sosyal iletişim, dil becerileri ve davranışlarında belirgin farklılıklarla kendini gösteren nörogelişimsel bir durumdur. Ancak bu durum her bireyde aynı şekilde görülmez.
Otizm, bireyin sosyal iletişim, dil becerileri ve davranış kalıplarında farklılık gösterdiği, yaşam boyu süren bir nörogelişimsel bozukluk olarak tanımlanır.
Otizm, bireyin sosyal iletişim kurma, duygusal bağ geliştirme ve davranışsal uyum sağlama becerilerinde farklılık gösterdiği bir nörogelişimsel bozukluktur.
Otizm spektrum bozukluğu, bireylerin sosyal iletişim, davranış ve ilgi alanlarında farklılıklar göstermesiyle tanımlanır. Bu durum, çocukluk çağında çeşitli davranışsal belirtilerle kendini belli eder.
Otizm, çocukluk çağında başlayan ve bireyin sosyal iletişim, davranış ve ilgi alanlarında farklılık göstermesiyle tanımlanan nörogelişimsel bir bozukluktur.
Günümüzde otizm farkındalığı artmış olsa da, bu gelişimsel durumun görülme sıklığı hakkında birçok kişi hâlâ yeterince bilgi sahibi değildir.
Otizm, bireyin sosyal iletişim, davranış ve ilgi alanlarında farklılık gösterdiği, yaşam boyu süren bir nörogelişimsel bozukluk olarak tanımlanır.
Otizm, bireyin sosyal iletişim, davranış ve ilgi alanlarında farklılıklar göstermesiyle tanımlanan nörogelişimsel bir bozukluktur. Erken tanı, otizmli bireylerin gelişim süreçlerini olumlu yönde etkilemede en kritik faktördür.
Otizm, bireyin sosyal iletişim, dil gelişimi ve davranış biçimlerinde farklılıklarla seyreden, yaşam boyu süren bir nörogelişimsel bozukluktur. Bu bozukluk genellikle bebeklik ve erken çocukluk döneminde kendini gösterir.
Otizm, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranışsal alanlarda zorluk yaşamasına neden olan yaygın gelişimsel bozukluk türlerinden biridir.
Otizm, bireylerde sosyal etkileşim, iletişim ve davranış alanlarında görülen farklılıklarla kendini gösteren bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür.
Otizm, çocukların sosyal etkileşim, iletişim ve davranış alanlarında farklılıklar gösterdiği yaygın gelişimsel bozukluk türlerinden biridir. Ailelerin en sık merak ettiği konulardan biri ise “Otizm ne zaman ortaya çıkar?” sorusudur.
Otizm, bireylerde sosyal iletişim ve davranış biçimlerinde farklılıklara yol açan bir yaygın gelişimsel bozukluk olarak tanımlanır. Son yıllarda bu konuda farkındalık artsa da “Otizm neden olur?” sorusu hem ailelerin hem de uzmanların sıklıkla merak ettiğ
Otizm, bireyin sosyal iletişim becerilerinde, davranışlarında ve ilgi alanlarında farklılıklar gösterdiği nörogelişimsel bir bozukluktur. Genellikle yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkar ve bireyin tüm yaşamını etkileyebilecek bir durumdur.
Otizm, bireyin sosyal iletişim kurma, davranışları yönetme ve çevresine uyum sağlama konularında çeşitli zorluklar yaşamasına neden olan bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür.
Otizm, doğuştan gelen nörogelişimsel bir durum olarak kabul edilir ve bireylerin sosyal etkileşim, iletişim kurma ve davranış biçimlerinde farklılıklara yol açar.
Otizm spektrum bozukluğu, bireylerin sosyal iletişimde, davranışlarda ve ilgi alanlarında farklılıklar gösterdiği nörogelişimsel bir durumdur.
Otizm spektrum bozukluğu, bireylerin sosyal iletişim kurma, davranışları yönetme ve ilgi alanlarında sınırlı veya tekrarlayıcı örüntüler gösterdiği yaygın gelişimsel bozukluk kategorisinde yer alır.
Otizm, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim kurma ve davranış alanlarında farklılık gösterdiği yaygın gelişimsel bozukluklardan biridir. Erken yaşlarda fark edilmesi, bireyin gelişim sürecine önemli katkı sağlar.
Otizm, bireylerin sosyal ilişkiler kurma, iletişim becerilerini geliştirme ve davranışlarını düzenleme konularında farklılıklar yaşamasına neden olan bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür.
Otizm, geniş bir spektruma yayılan bir yaygın gelişimsel bozukluk olup her bireyde farklı şekillerde kendini gösterir. Otizm tanısı almış bireylerde sosyal etkileşim, dil gelişimi, motor beceriler ve davranış biçimleri açısından farklılıklar olabilir.
Son yıllarda toplumda otizme dair farkındalık artsa da birçok kişi "Otizm ile otizm spektrum bozukluğu aynı şey midir?" sorusunu sormaktadır.
Otizm, bireylerin sosyal iletişim, davranış ve ilgi alanlarında farklılıklar gösterdiği bir yaygın gelişimsel bozukluk olarak tanımlanır.
Otizm, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim becerileri ve davranış örüntülerinde farklılıklar gösterdiği bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür.
Otizm, bireylerin sosyal iletişim, dil gelişimi ve davranış örüntülerinde farklılıklar yaşamasına neden olan bir yaygın gelişimsel bozukluk olarak tanımlanır.
Otizm, yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan ve bireylerin sosyal iletişim, davranışsal düzenleme ve çevreye uyum gibi alanlarda farklılıklar yaşamasına neden olan yaygın gelişimsel bozukluk türüdür.
Otizm, sosyal iletişim ve davranışsal gelişim alanlarında farklılıklarla kendini gösteren bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür.
Otizm, bireylerin sosyal iletişimde, davranışsal düzenlemelerde ve çevreye uyum sağlama konularında farklılıklar gösterdiği bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür.
Otizm, sosyal iletişim, dil gelişimi ve davranışsal örüntülerde farklılıklarla karakterize edilen bir yaygın gelişimsel bozukluk olarak tanımlanır.
Otizm, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranış örüntülerinde farklılıklar gösterdiği bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür. Otizmli çocuklar için özel eğitim kadar önem taşıyan bir diğer unsur da günlük yaşam içinde yapılan doğru etkinliklerdir
Otizm, bireylerin sosyal etkileşim, iletişim ve davranış alanlarında farklılıklar yaşadığı bir yaygın gelişimsel bozukluk türüdür. Otizmli çocuklar kendilerini ifade ederken farklı hareket ve davranış örüntüleri sergileyebilirler.
Otizm, bireylerin sosyal iletişim, davranış ve duyusal algı alanlarında farklılıklar gösterdiği bir yaygın gelişimsel bozukluk olarak tanımlanır.
Otizm, bireylerin sosyal iletişim, dil gelişimi ve davranışsal örüntülerinde farklılıklar yaşadığı bir yaygın gelişimsel bozukluk olarak tanımlanır.
Çocukların kendilerini ifade etme biçimleri, yetişkinlerden çok daha farklıdır. Onlar duygu, düşünce ve iç dünyalarını çoğunlukla oyunlar aracılığıyla dışa vururlar.
Çocukların duygusal ve sosyal gelişimleri, onların sağlıklı bireyler olarak yetişmesi açısından büyük önem taşır. Bu gelişim sürecinde ortaya çıkan bazı psikolojik ya da davranışsal sorunlarla başa çıkabilmek için çeşitli terapi yöntemlerinden yararlanılı
Çocuklar duygularını ve düşüncelerini her zaman sözel olarak ifade edemez. Bu nedenle oyun, onların iç dünyasını dışa vurdukları en etkili araçlardan biridir.
Çocuklar, gelişim süreçlerinde çeşitli duygusal, sosyal ve davranışsal zorluklarla karşılaşabilirler. Bu zorluklarla başa çıkabilmeleri için psikolojik destek almaları gerekebilir.
Çocukların yaşadıkları psikolojik sorunlarla başa çıkabilmesi için geliştirilen etkili yöntemlerden biri olan oyun terapisi, birçok farklı alanda uygulanan bilimsel bir yaklaşımdır.
Çocukların kendilerini ifade etme yolları, yetişkinlerden oldukça farklıdır. Onlar için oyun, yalnızca eğlenceli bir etkinlik değil; aynı zamanda duygularını, düşüncelerini ve deneyimlerini ifade etmenin temel aracıdır.
Çocukların eğitim sürecinde karşılaştığı bazı zorluklar, yalnızca dikkat eksikliği ya da çalışma alışkanlığı ile açıklanamayacak kadar karmaşık olabilir.
Okul çağı çocuklarının akademik hayatta yaşadığı başarısızlıkların ardında pek çok neden olabilir. Bu nedenlerden biri de oldukça yaygın ama çoğu zaman geç fark edilen bir durum olan öğrenme güçlüğüdür.
Her çocuğun öğrenme şekli farklıdır. Bazı çocuklar görerek, bazıları duyarak, bazıları ise deneyimleyerek daha kolay öğrenir. Ancak bazı çocuklar, zekâ düzeyleri normal veya normalin üzerinde olmasına rağmen temel akademik becerilerde ciddi zorluklar yaşa
Her çocuk farklı bir öğrenme tarzına sahiptir. Ancak bazı çocuklar, okuma, yazma, dinleme ya da matematik gibi temel akademik alanlarda yaşıtlarına göre belirgin zorluklar yaşayabilir.
Çocukların öğrenme süreçlerinde yaşadığı zorluklar kimi zaman geçici olabilirken, bazı durumlarda kalıcı bir desteğe ihtiyaç duyulabilir.
Günümüzde çocukların akademik gelişimi sırasında karşılaşılan bazı zorluklar, aileleri ve öğretmenleri endişelendirebilir. Özellikle öğrenme güçlüğü ve disleksi kavramları sıklıkla karıştırılır.
Toplumun her bireyi farklı özelliklere ve potansiyellere sahiptir. Ancak bazı bireyler, gelişimsel, zihinsel, fiziksel ya da duyusal farklılıklar nedeniyle günlük yaşamlarında ve eğitim süreçlerinde özel desteğe ihtiyaç duyar.
Çocukların sağlıklı bir şekilde gelişim gösterebilmesi için dil ve konuşma becerileri büyük önem taşır. Ancak bazı durumlarda çocuklar, konuşma süreçlerinde yaşlarına uygun ilerleme kaydedemez veya kelimeleri doğru bir şekilde ifade etmekte zorlanabilir.
Çocuklar arasında öğrenme hızı, öğrenme şekli ve akademik gelişim birbirinden farklılık gösterebilir. Ancak bazı çocuklar, zekâ düzeyleri normal ya da normalin üzerinde olmasına rağmen, okuma, yazma, dinleme, anlama veya matematik gibi temel akademik alan
Her çocuk farklı hızda öğrenir ve gelişir. Ancak bazı çocuklar, normal veya normalin üzerinde bir zekâ düzeyine sahip olmalarına rağmen okuma, yazma, dinleme, konuşma veya matematik gibi akademik alanlarda belirgin zorluklar yaşarlar.
Her çocuk öğrenme sürecinde farklılık gösterebilir; ancak bazı çocuklar, zekâ düzeyleri normal ya da normalin üzerinde olmasına rağmen temel akademik becerilerde anlamlı zorluklar yaşar.
Günümüzde çocukların gelişim süreçlerinde karşılaştığı zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal zorluklar, erken dönemde fark edilip doğru şekilde müdahale edildiğinde başarılı sonuçlar alınabilecek durumlardır.
Çocukların iletişim becerileri, sosyal ilişkileri ve akademik başarıları için oldukça kritik bir öneme sahiptir. Ancak bazı çocuklar, genel gelişimleri normal olmasına rağmen dil ve konuşma alanında belirgin gerilikler yaşayabilir.
Okul çağındaki çocukların bir kısmı, derslerde başarı göstermek için ekstra çaba sarf etmelerine rağmen beklenen akademik düzeye ulaşamayabilir.
Çocukların akademik hayattaki başarısını etkileyen birçok faktör vardır. Bazı çocuklar, zekâ düzeyleri normal hatta normalin üzerinde olmasına rağmen okuma, yazma, dinleme, konuşma ya da matematik gibi temel alanlarda zorlanabilir.
Dil gelişimi, çocukların çevreyle etkileşim kurmasında ve duygularını ifade etmesinde hayati bir rol oynar. Bu gelişim sürecinde ebeveynlerin, eğitimcilerin ve uzmanların çocuğa sunduğu sözel geri bildirimler büyük önem taşır.
Çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmesi için fiziksel, bilişsel, sosyal ve dil gelişimlerinin düzenli olarak takip edilmesi gerekir.
Çocukların yazı yazmayı öğrendiği erken dönemlerde, harfleri veya rakamları ters yazmaları sıkça karşılaşılan bir durumdur. Özellikle “3”, “5”, “7” gibi rakamlar ya da “b” ile “d” gibi harflerin karıştırılması okul öncesi ve ilkokul döneminde oldukça yayg
Çocukların gelişim süreci, yalnızca fiziksel büyümeyi değil; zihinsel, duygusal, akademik ve sosyal gelişimi de kapsayan çok yönlü bir süreçtir. Bu gelişim alanlarında bazı çocuklar yaşıtlarına göre farklılık gösterebilir ve özel desteğe ihtiyaç duyabilir