Çocukların doğru ve akıcı konuşabilmeleri için bazı sesleri belirli yaş dönemlerinde doğru şekilde çıkarabilmeleri beklenir. Bu seslerden biri de Türkçede oldukça yaygın kullanılan ancak birçok çocuk tarafından çıkarılması zor olan “R” sesidir.
3.5–4 yaş aralığı, çocuğun dil, sosyal, bilişsel ve motor becerilerinde hızlı gelişim gösterdiği kritik bir dönemdir. Bu evrede hem bağımsızlık ihtiyaçları artar hem de yeni deneyimlere karşı merak duygusu yoğunlaşır.
4–5 yaş arası erkek çocukları, motor, dil, bilişsel, sosyal ve öz bakım becerilerini hızla pekiştirir. Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olarak, bu yaş grubunun gelişim tablosunu şu başlıklarda ele alıyoruz:
Özel Öğrenme Güçlüğü, disleksi, zihinsel yetersizlik vb. sebeplerle akademik eğitimde akranlarından geride kalan çocuklarımıza, akademik destek eğitimi verilmektedir.
Ankara Araştırma Merkezi, gelişimsel farklılıkları ve öğrenme süreçlerini bilimsel yöntemlerle inceleyen uzman bir yapı sunar.
Günümüzde çocuklarda ve yetişkinlerde öğrenme süreçlerini etkileyen Disleksi, erken fark edilip doğru destek programlarıyla yönetilebilen bir durumdur.
Günümüzde çocuklarda ve yetişkinlerde öğrenme süreçlerini etkileyen Disleksi, erken fark edilip doğru destek programlarıyla yönetilebilen bir durumdur.
Çocukların ve yetişkinlerin çevresel uyaranları işleme kapasiteleri, Zihinsel Gelişim sürecinin temel taşlarından biridir. Duyu bütünleme; dokunma, hareket, görme, işitme gibi duyuların bir arada düzenlenerek anlamlı bir algı oluşturmasıdır.
Günlük yaşam aktivitelerinin bağımsız bir şekilde sürdürülebilmesi, bireylerin Zihinsel Gelişim ve sosyal uyum süreçlerinde kritik bir rol oynar.
Ankara’da çocuk ve yetişkinlerin günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık seviyelerini yükseltmek amacıyla hizmet veren birçok ergoterapi merkezi bulunmaktadır.
Ankara’da iletişim becerileri alanında uzmanlaşmak isteyen aileler için Ankara Konuşma Terapisi hizmetleri büyük bir ihtiyaçtır.
Ankara’da faaliyet gösteren kurslarımız, çocukların gelişim süreçlerini desteklemek amacıyla Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde yürütülür.
Ankara’da faaliyet gösteren kurslarımız, çocukların gelişim süreçlerini desteklemek amacıyla Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde yürütülür.
Ankara’da çocukların duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimini desteklemek için uygulanan oyun terapisi eğitimi, bireylerin kendilerini güvenle ifade etmelerine imkân tanır.
Ankara’da çeşitli nörogelişimsel, ortopedik ve psikolojik ihtiyaçlara bütüncül çözümler sunan bir rehabilitasyon merkezi, çocuk ve yetişkin danışanlara yönelik uzman programlar tasarlar.
Anlama güçlüğü, çocuk ve yetişkinlerin konuşulan veya yazılı ifadeleri kavramada zorlandığı bir durumdur. Bu güçlük; bireyin Zihinsel Gelişim profili üzerinde doğrudan etkili olabilir.
Anlatım bozukluğu, bireyin düşüncelerini sözlü veya yazılı olarak akıcı ve anlaşılır biçimde ifade edememesi durumudur. Bu bozukluk, genellikle Dil Konuşma Güçlüğü ile iç içe seyreder; kişinin kelime seçiminde, cümle yapısında veya mantıksal akışta aksakl
Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi velilerine özel düzenlemiş olduğumuz; "Anne Baba Tutum ve Davranışlarının Öğrenci Başarısına Etkileri" konulu aile eğitim seminerimizden notlar...
Anne karnında bebek gelişiminin durması (Fetal Büyüme Geriliği), fetüsün beklenen büyüme hızının gerisinde kalması halidir. Bu durum, hem doğum öncesi hem de sonrası dönemde izlem ve müdahale gerektiren kritik bir sağlık sorunudur.
Anne karnında gelişim geriliği (Fetal Büyüme Geriliği), fetüsün gebelik süresi boyunca beklenen boy ve kilo değerlerinin gerisinde kalmasıdır.
Artikülasyon bozuklukları, çocukların veya erişkinlerin konuşma seslerini doğru üretme ve telaffuz etme güçlüğü yaşadığı durumları ifade eder.
Asimetrik gelişim geriliği, çocukların vücut iki yarısında veya farklı beceri alanlarında (motor, dil, bilişsel) dengesiz ilerleme göstermesi durumudur.
Asperger sendromu, günümüzde Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB) içinde değerlendirilen nörogelişimsel bir farklılıktır. Diğer otizm türlerine kıyasla zihinsel gelişimde ve dil becerilerinde görece normal ya da yüksek bir performans sergilenirken, sosyal et
Asperger bozukluğu, günümüzde Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB) içinde yer alan nörogelişimsel bir farklılıktır. İlk kez İngiliz psikiyatrist Hans Asperger tarafından tanımlanan bu durum, sosyal etkileşimde ve davranış esnekliğinde kısıtlılıklar; ancak di
Asperger sendromu, Otizm spektrumunun bir alt başlığı olarak değerlendirilen ve sosyal etkileşim ile iletişim alanında özgün özellikler gösteren bir Yaygın Gelişimsel Bozukluk türüdür.
Asperger sendromu, Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB) içinde yer alan nörogelişimsel bir farklılıktır. Zihinsel gelişim düzeyi genellikle normal ya da normalin üzerindedir; dil gelişiminde gecikme görülmez, hatta sözcük dağarcığı geniş olabilir.
Asperger sendromu tanısı, nörogelişimsel farklılık gösteren bireylerin erken dönemde belirlenmesi ve ihtiyaç odaklı müdahale planlarının oluşturulması için kritik öneme sahiptir.
Aşırı konuşma hastalığı (logore), bireyin konuşma miktarını kontrol edememesi, sürekli ve kesintisiz şekilde konuşma isteği duymasıyla karakterizedir.
Atipik davranış, çocuğun gelişim sürecinde beklenen sosyal, duygusal ve motor becerilerinin dışında, olağan kalıpların dışına çıkan tekrarlayıcı veya alışılmadık hareket ve tutumları ifade eder.
Atipik otizm, klasik otizm tanı ölçütlerinin tümünü karşılamayan ancak sosyal iletişim, davranış ve duyusal işleme alanlarında farklılıklar sergileyen bir nörogelişimsel durumdur.
Atipik otizm, Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB) içinde yer almasına rağmen klasik otizme ait tüm tanı ölçütlerini taşımayan, farklı şiddet ve profil özelliklerine sahip gelişimsel bir durumdur.
Atipik otizm, Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB) içinde yer alan; klasik otizm tanı ölçütlerinin tamamını taşımayan, sosyal iletişim ve davranış alanlarında farklılıklar gösteren nörogelişimsel bir durumdur.
Atipik otizmde ilaç tedavisi, semptomları tamamen ortadan kaldırmak yerine, çocuğun günlük işlevselliğini artırmak ve eşlik eden davranışsal zorlukları hafifletmek amacıyla kullanılır.
Atipik otizmle yürütülen eğitim ve terapi programlarının etkinliği, iyileşme belirtilerinin ne kadar erken ve düzenli gözlemlendiğine bağlıdır.
Atipik otizm, Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB) içinde sınıflandırılan, ancak klasik otizm kriterlerinin tümünü taşımayan nörogelişimsel bir farklılıktır.
Atipik otizm tedavisi, bireyin ihtiyacına göre planlanan çok disiplinli bir yaklaşımı içerir. Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olarak, atipik otizm tanısı konan çocuk ve ergenlerde hem sosyal iletişim hem de akademik becerilerin gelişimini hed
Atipik otizm tanısında doğru ve erken test uygulamaları, çocuğun ihtiyaç duyduğu eğitim ve terapilerin zamanında planlanmasını sağlar.
Atipik otizmli çocuklarda konuşma becerileri, sosyal iletişim ve dil gelişimi alanlarında benzersiz profiller gösterir. Kimi çocuklar erken dönemde sözcük dağarcığı kazanırken, kimi çocuklarda Dil Konuşma Güçlüğü öne çıkar.
Autism ya da Türkçesiyle Otizm, beyin gelişimindeki farklılıklara bağlı olarak ortaya çıkan nörogelişimsel bir durumdur. Genellikle üç yaşından önce belirginleşen bu durum, sosyal etkileşim becerilerinde güçlük, sınırlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davra
Babıldama dönemi, bebeğin ilk ses çıkarma evresi olarak 6–9 aylarda başlayan, 12. aya kadar devam edebilen doğal bir gelişim adımıdır.
Babıldama, bebeklerin konuşma gelişiminin ilk aşamalarından biridir ve genellikle 6 ila 9 aylık dönemde başlar. Bu dönemde bebekler, sesleri ve heceleri tekrarlayarak dil becerilerinin temelini atarlar.
Başkasını taklit etme hastalığı, tıptaki adıyla Ekolali olarak bilinen bir durumdur. Ekolali, özellikle çocuklarda sık görülen, başkalarının söylediklerini veya davranışlarını tekrar etme ile karakterize edilen bir durumdur.
18 aylık bebekler, dil gelişiminde hızlı adımlar atarak birinci yaş sonrasında kelime hazinelerini artırırlar. Bazı bebekler ise bu süreci kendi hızlarına göre yönetir.
Bebeğinizin dişlerini gıcırdatması, çoğu ebeveyn için endişe verici bir durum olabilir. Ancak bu davranış, genellikle geçici ve normal bir gelişimsel aşamadır.
Her çocuk kendi hızında gelişim gösterir; bazı bebekler 9–12 aylarda ilk kelimelerini telaffuz ederken, bazılarında bu süreç 18–24 ay arasında tamamlanır.
“Bebeğimin erken konuşması için ne yapmalıyım?” sorusu, her ebeveynin aklını kurcalar. Konuşma becerisi, sosyal ve bilişsel gelişimin kilit taşlarından biridir.
Erken dönemde Otizm belirtilerini yakalamak, çocuğunuzun gelişim yolculuğunu doğru bir şekilde şekillendirmenize yardımcı olur. Otizm spektrum bozuklukları, sosyal etkileşimde zorluk, tekrarlayıcı davranışlar ve sınırlı ilgi alanlarıyla kendini gösterir.
Bebeğin büyüme evrelerini doğru izlemek, gelişimsel açıdan en küçük değişiklikleri bile yakalayabilmek için hayati önem taşır. Erken dönemde yapılan takipler, olası gecikmelerde zamanında müdahale şansı tanır.
Bebeğin gelişim dönemlerini anlamak, erken farkındalık ve müdahale için kritik bir adımdır. Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi uzmanları, her evreyi takip ederek ailelere rehberlik eder ve bireysel ihtiyaçlara yönelik çözümler sunar.
Otizm spektrum bozuklukları, sosyal iletişimde farklılıklar ve sınırlı ilgi alanları ile kendini gösterir. Erken dönemde saptanması; çocuğun tamamen bireysel ihtiyaçlarına uygun Akademik Eğitim Desteği, Dil Konuşma Terapisi ve diğer müdahalelerle ilerleme
Bebek gelişimi, yaşamın ilk yıllarında hızlı ve karmaşık bir süreçtir. Doğumdan itibaren başlayan bu yolculuk; motor beceriler, duyu algısı, dil ve sosyal etkileşim başlıklarında ilerler.
Bebek oluşum evreleri, anne karnındaki modellemelerden başlayıp doğum sonrası hızlı gelişim süreçlerine kadar uzanan kapsamlı bir yolculuktur.
Bebeklerin konuşma gelişimi bireysel farklılıklar gösterir; genellikle ilk kelimelerini 12–18 aylıkken söylerler. Ancak bazı çocuklar 24 aya kadar sessiz kalabilir.
Bebeklerin ilk kelimelerini telaffuz etme zamanı genellikle 10–14 ay arasında görülür. Bu dönemde Zihinsel Gelişim hızlı bir evreye girer ve yeni sözcükleri öğrenme motivasyonu artar.
Bebeğinizin kendi ismine olumlu tepki vermesi, dil ve bilişsel gelişimin önemli kilometre taşlarından biridir. Genellikle 6–9 aylık dönem arasında bebekler “isimlerini duyduklarında” başlarını çevirir, göz kontağı kurar ve tepki verirler.
Bebeklerin konuşma gelişimi, genetik yatkınlık ve çevresel etkenlerin birleşimiyle şekillenir. Çoğu çocuk 10–14 ay arasında ilk kelimelerini (örneğin “mama”, “baba”) söylemeye başlar.
Bebeklerin ilk kelimelerini telaffuz etmeye başlama yaşı genellikle 12–18 ay aralığında görülür. Ancak bebekler arasında bireysel farklılıklar yaygındır ve her çocuğun gelişim hızı kendine özgüdür.
Bir çocuğun ilk birkaç kelimeden sonra iki veya üç kelimeli cümleler kurmaya başlaması, dil gelişiminin kilometre taşlarından biridir. Genellikle bebekler 18–24 aylık dönemde kısa cümleler (“su ver”, “anne gel”) oluşturmaya başlar.
Bebeklerin diş çıkarma dönemi, hem aileler hem de bebeklerin kendisi için bazen zorlu geçebilir. Diş etleri kaşındıkça bebekler tükürük akıntısı, huzursuzluk ve hatta diş gıcırdatma davranışı sergileyebilir.
Bebeklerin elleriyle kulaklarını kapatma davranışı genellikle duyu hassasiyetinin bir işareti olarak ortaya çıkar. Bu tepki, bebeğin çevresindeki yüksek ses, ani gürültü veya rahatsız edici titreşimler karşısında kendini koruma içgüdüsüdür.
Otizm, kompleks bir nörogelişimsel durumdur ve bebeklerde ortaya çıkış nedenleri tam olarak tek bir faktöre indirgenemez. Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olarak, erken tanı ve destek için Zihinsel Gelişim süreçlerini yakından izliyor, aileler
Bebeklerin konuşmaya başlama yaşı, birçok faktöre bağlı olarak değişir; genetik, çevresel faktörler, aile desteği ve duyu gelişimi bu süreçte etkili rol oynar.
Bebeklerin dil gelişimi, erken yaşlarda başlayan ve çocuğun büyüdükçe şekillenen önemli bir süreçtir. Bebeklerin dil gelişimi, sadece iletişim kurma değil, aynı zamanda bilişsel ve sosyal becerilerinin de temelini atar.
Bebeklerin tuvalet eğitimi, onların gelişim sürecindeki önemli aşamalardan biridir. Bu süreç, çocuğun fiziksel ve bilişsel gelişiminin bir göstergesi olarak kabul edilir.
Bebeklerde babıldama, dil gelişiminin en erken aşamalarından biridir. Bu dönem, bebeklerin iletişim kurmaya başladıkları, sesleri taklit ettikleri ve dil becerilerinin temellerinin atıldığı bir süreçtir.
Bebeklerin bilişsel gelişimi, çevreleriyle etkileşim kurdukça ve çeşitli uyarıcılara maruz kaldıkça hızla şekillenir. Bu süreç, bebeklerin dünyayı anlama, öğrenme ve problem çözme yeteneklerini geliştirmelerini sağlar.
Bebeklik dönemi, dil gelişiminin temellerinin atıldığı kritik bir zaman dilimidir. Bebekler çevrelerinden öğrendikçe, dili anlamak ve kullanmak için önemli beceriler geliştirirler.
Bedensel engel, kişinin vücudunda bir veya birden fazla fiziksel işlevin bozulması, kaybolması veya sınırlanması sonucu ortaya çıkan durumları ifade eder.
Bedensel engelli, vücudundaki bir veya daha fazla fiziksel işlevin kaybolması, zayıflaması veya bozulması nedeniyle normal hareket kabiliyeti kısıtlanmış bireyler için kullanılan bir terimdir.
Bedensel ve zihinsel engelliler, toplumda karşılaşılan önemli bir grup engelli bireylerdir. Bu iki engel türü farklı alanlarda etkiler yaratabilir, ancak her iki gruptaki bireylerin de yaşam kalitelerini artırmak için özel eğitim programları, terapi ve de
Bilişsel gelişim, bir bireyin düşünme, öğrenme, hatırlama, algılama ve problem çözme gibi zihinsel işlevlerinin zaman içinde nasıl evrildiğini açıklayan önemli bir süreçtir.
Bilişsel beceri, bireyin düşünme, problem çözme ve öğrenme süreçlerini kapsayan donanımlardır. Bu beceriler, Zihinsel Gelişim sürecinin temel yapı taşlarını oluşturur.
Bilişsel eğitim, bireylerin düşünme, öğrenme, anlama, hatırlama, problem çözme ve karar verme gibi zihinsel becerilerini geliştirmeye yönelik yapılan eğitim süreçlerini ifade eder.
Bilişsel gelişim basamakları, bireylerin düşünsel ve zihinsel yeteneklerinin zaman içinde nasıl geliştiğini açıklayan bir dizi aşamadır. Bu basamaklar, çocuğun dünyayı anlaması, problem çözme yeteneklerini geliştirmesi ve çevresiyle etkileşim kurma beceri
Bilişsel gelişim basamakları, bireylerin düşünsel ve zihinsel yeteneklerinin zaman içinde nasıl geliştiğini açıklayan bir dizi aşamadır. Bu basamaklar, çocuğun dünyayı anlaması, problem çözme yeteneklerini geliştirmesi ve çevresiyle etkileşim kurma beceri
Bilişsel gelişim dönemi, bir bireyin zihinsel yeteneklerinin evrimsel süreçte nasıl şekillendiğini ve geliştiğini açıklayan önemli bir kavramdır. Bu dönem, bireylerin düşünme, problem çözme, dil gelişimi ve çevreyle etkileşim gibi temel bilişsel beceriler
Bilişsel gelişimde gecikme, bir bireyin yaşıyla orantılı olarak zihinsel gelişiminde beklenen düzeye ulaşamaması durumudur. Bu gecikmeler, çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir ve genellikle erken teşhis edilerek müdahale edilmesi gereken bir durumdur.
Bebeklerin konuşma becerisi, gelişim süreçlerinin en önemli ve dikkatle izlenen aşamalarından biridir. Her bebek, konuşmayı farklı bir hızda öğrenir, ancak genel olarak bebeklerin konuşma gelişimi belli bir takvime göre ilerler.
Bir buçuk yaş, bebeklerin hızlı bir şekilde gelişim gösterdiği, dil, motor beceriler ve sosyal etkileşimlerin hızla ilerlediği bir dönemdir. Bu dönemde, bebeklerin bilişsel gelişimi hızlanır, çevrelerine olan ilgileri artar ve daha bağımsız olma isteği or
Çocukların konuşma becerisi, gelişimlerinin önemli bir parçasıdır ve her çocuk, konuşmaya başlama konusunda farklı hızlarla ilerler. Konuşma süreci, çocukların dil gelişimlerinin temelini atar ve bu süreç, motor beceriler, zihinsel gelişim ve sosyal etkil
Çocukların yürüme süreci, onların fiziksel gelişimlerinin önemli bir aşamasıdır. Yürümek, bir çocuğun motor becerilerinin gelişmesi, kaslarının güçlenmesi ve denge sağlama yeteneği ile doğrudan ilişkilidir.
Bireylerin gelişim süreçleri, doğumdan yetişkinliğe kadar farklı aşamalardan geçer. Bu aşamalar, fiziksel, zihinsel, duygusal ve sosyal gelişimi kapsayan geniş bir süreci içerir.
Öğrencilerimiz bireysel ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik özel hazırlanmış “Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP)” çerçevesinde eğitim öğretimine devam ediyor. Bireysel özel eğitim, konuşma eğitimi, psikolojik destek, fizyoterapi bireysel olarak verilen h
Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi birimleri ve eğitim programları hakkında detaylı bilgiler...
Birincil dil bozukluğu, çocuğun dil gelişiminde yaşadığı gecikme veya bozuklukların, diğer gelişimsel sorunlarla (örneğin, işitme kaybı veya zihinsel engel gibi) ilişkili olmayan bir durumudur.
Büyüme geriliği, bir çocuğun yaşına, cinsiyetine ve genetik özelliklerine göre beklenen boy, kilo ve gelişimsel standartlara ulaşamaması durumudur.
Çocukların oyun ve keşif süreçleri, bazen alışılmadık davranışlarla kendini gösterebilir. Çocuğum sürekli kendi etrafında dönüyor şikayeti, ebeveynlerin sıklıkla karşılaştığı bir durumdur.
Hiç düşündünüz mü çocuğunuzu gerçekten tanıyıp tanımadığınızı? Eminim ki bu soruya birçok kişi “Yok daha neler, çocuğumu tabi ki tanıyorum” şeklinde cevap verecektir.
Ankara Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi olarak uzman ve tecrübeli eğitim kadromuzla hizmetinizdeyiz...
Dil bozukluğu, çocukların duygu, düşünce ve gereksinimlerini sözlü olarak ifade etme ya da karşısındakini anlama süreçlerinde görülen aksaklıklardır.
Dil ve konuşma bozukluğu, çocukların ve gençlerin kendilerini sözlü olarak ifade etme yetisinde yaşadıkları aksaklıkları tanımlar. Konuşmanın akıcılığını veya dil kullanımını etkileyebilir.
Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, çocuk ve yetişkinlerde iletişim becerilerini etkileyen Dil Konuşma Bozukluğu problemlerine odaklanarak kapsamlı destek sağlar.
Dil ve konuşma bozuklukları, çocukların duygularını, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını sözlü olarak ifade etme veya karşısındakini anlama süreçlerinde ortaya çıkan aksaklıklardır.
Disgrafi, yazılı ifade yeteneğini etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur. Harfleri doğru biçimde yazma, satırda kalma ve okunaklılık becerilerinde güçlükle kendini gösterir.
Disgrafi, çocukların el yazısı ve yazılı ifade becerilerinde yaşadıkları kalıcı güçlükleri tanımlayan nörogelişimsel bir bozukluktur. Rehber Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, disgrafi tanı ve tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım benimser.
Okuma ve yazma güçlükleri, bireylerin akademik ve sosyal gelişimlerini doğrudan etkileyebilir. Özellikle Disleksi, eğitim sürecinde özel destek gerektiren nörogelişimsel bir durumdur.