UYARAN EKSİKLİĞİ VE AŞIRI UYARILMA

Çocuğu olan, çocukla iletişimde olan herkes elinden geleni, hatta daha fazlasını yapmak ister.

Özellikle ebeveynler çocuklarına her şeyin en doğalını yedirmek, giydirmek, piyasadaki tüm oyun ve oyuncakları almak ister.

Sonuçta kimse biricik yavrusunun hiçbir şeyden mahrum kalmasını istemez. Ama bunu yaparak çocuğunuza aslında zarar verdiğinizi biliyor muydunuz?

Çocuğun önüne tüm olanakları, tabiri caizse yığdığımız zaman onu aşırı uyarana maruz bırakmış oluruz.

Etrafındaki görsel ve işitsel kalabalık çocukta;

·         Odaklanamama,

·         Yorgunluk,

·         Ağlama krizleri,

·         İçe kapanma,

·         İletişimde zorluk,

·         Aşırı hareketlilik,

·         Saldırganlık

Şeklinde sorunlara sebebiyet vererek, çocukta kişisel gelişim bozuklukları ortaya çıkarabilir.

Uyaran eksikliği ise çocuğun bazı iletişimsel faktörlerden uzak kalması şekline açıklanabilir.

Tüm gününü teknolojik aletler karşısında, dünyayla bağını koparmış olarak geçiren çocuk, nöral ağlarda gecikmeler yaşar. Bu durum otizm ile ilişkilendirilir. Özellikle 2-3 yaş aralığında çocuklarda ince ve kaba motor becerilerin gelişmesi çok hızlıdır. Çocuklar bu dönemde olabildiğince farklı deneyimler yaşamalıdır. Burada bahsettiğimiz deneyim gerçek hayattır. Bol oyuncak değil.

Parklarda atlama, tırmanma, çimene, suya toprağa dokunma, taşlı yollarda yürüme, taşa, ağaca, hayvanlara temas etme… Tabii ki bunları gerçekleştirirken, çocukla iletişimde olmak gerekir.

Çocuğunuzda;

·         Ciddi ağlama krizleri,

·         Çocuklarla anlaşamama,

·         Sosyal uyumsuzluk,

·         İletişim ve etkileşim azlığı,

·         Göz temasından kaçınma,

·         Geç konuşma/konuşmama

·         İsmine duyarsız davranma

Gibi durumların birkaçı mevcut ise bir uzmandan yardım almalısınız.

Nermin Dilan DURAKCAN

Okul Öncesi Öğretmeni

Özel Eğitim Alan Uzmanı